Esansiyel Amino Asitler -
Esansiyel Amino Asitler: Vücudunuzun büyümesi ve düzgün çalışması için 20 farklı amino aside ihtiyacı olduğu bilinmektedir. Bu amino asitlerin 20'sinin tümü sağlığımız için gerekli olsa da, sadece 9’u esansiyel amino asit olarak sınıflandırılmıştır (1). Bunlar;
Lösin: Protein sentezi ve kas onarımı için kritik olan bir BCAA'dır. Ayrıca kan şekeri regülasyonuna yardımcı olur, yara iyileşmesini hızlandırır ve büyüme hormonlarının üretimini teşvik eder (2).
Valin: Dallı zincirli amino asitlerden (BCAA) biridir. Kas büyümesini ve yenilenmesini teşvik etmeye yardımcı olur ve enerji üretiminde görev alır (3).
İzolösin: Kas metabolizmasında yer alan BCAA grubu amino asitlerde biridir. Bağışıklık fonksiyonu, hemoglobin üretimi ve enerji regülasyonu için kritik öneme sahiptir (4).
Fenilalalin: Vücudumuz bu amino asidi nörotransmiterlere (tirozin, dopamin, epinefrin ve norepinefrin) dönüştürür. Aynı zamanda, proteinlerin ve enzimlerin yapı ve fonksiyonunda kritik rol oynarlar. Dahası diğer amino asitlerin üretimine de katılırlar (5).
Treonin: Cilt ve bağ dokunun önemli bileşenleri olan kolajen ve elastin gibi yapısal proteinlerin temel yapı taşıdır. Ayrıca yağ metabolizması ve bağışıklık fonksiyonlarına katkı sağlar (6).
Triptofan: İştah, uyku ve ruh halini düzenleyen bir nörotransmitter olan serotoninin öncülü olarak görev yapar (7).
Histidin: Bağışıklık yanıtı opitmizasyonu, sindirim regülasyonu, cinsel işlev ve uyku-uyanıklık döngüleri için hayati önem taşıyan bir nörotransmitter olan histamin üretmek için kritik öneme sahiptir. Sinir hücrelerini çevreleyen koruyucu miyelin kılıfın korunması için görev yapar (8).
Lizin: Protein sentezinde, kalsiyum emiliminde, hormon ve enzimlerin üretiminde görev alır. Ayrıca, enerji üretimi, bağışıklık fonksiyonu, kolajen ve elastin üretimi için de kritik öneme sahiptir (9).
Metiyonin: Metabolizma ve detoksifikasyon süreçlerinde kritik rol oynar. Ayrıca doku büyümesi ve sağlığımız için hayati önem taşıyan minerallerden çinko ve selenyumun emilimi için de gereklidir (10).
Vücudumuz esansiyel olmayan amino asitleri üretebilme yeteneğine sahip olmasına rağmen, esansiyel amino asitleri üretme potansiyeli yoktur. Bu nedenle, esansiyel amino asitleri diyetinizde almalısınız. Esansiyel amino asitlerin en iyi doğal kaynakları et, yumurta ve kümes hayvanları gibi hayvansal proteinlerdir. Bununla birlikte, soya ürünleri edamame ve tofu gibi bazı bitki bazlı gıdalar, dokuz temel amino asidin tamamını içerirler. Bu gıdalara, "tam protein” kaynakları denilmektedir (11,12). Beslenme rutininde tam proteinlere yer vermek hem sağlığı korumak ve sürdürmek hem de performans gelişimi için son derece kritiktir.
Durumluk (Şartlı) Esansiyel Amino Asitler: Bazı esansiyel olmayan amino asitler, durumluk veya şartlı esansiyel amino asit olarak sınıflandırılırlar. Durumluk veya şartlı amino asitler yalnızca hastalık, hamilelik, bebeklik veya travma gibi belirli koşullar altında esansiyel amino asit olarak kabul edilirler. Durumluk (Şartlı) Amino Asitler; arjinin, sistein, glisin, glutamin, prolin, trozin, asparagin, serin’dir. Konuya örnek verecek olursak, örneğin, arjinin esansiyel olmayan amino asitlerdendir. Ancak, ciddi bir yaralanma sonrası iyileşme sürecinde veya kanser gibi belirli hastalıklarla savaşırken vücudumuz ihtiyaç duyduğumuz ölçüde arjinin üretemez. Bundan dolayı, bu gibi durumlarda artan ihtiyaç fazlasını karşılamak için arjinin dışarıdan alınması gereken durumluk (şartlı) esansiyel amino asit olarak kabul edilir. Ve dışarıdan gıda takviyesi olarak alımı önerilmektedir (13). Başka bir örnek verecek olursak, hamilelik sırasında annenin ve fetüsün sağlığını desteklemek için glisin ve arjinin gibi amino asitlere daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle, hamilelik dönemlerinde bazı esansiyel olmayan amino asitler durumluk veya şartlı esansiyel amino asit olarak değerlendirilirler (14,15).
Prof.Dr. M.Emin KAFKAS
Hardline Academy Başkanı