Amino Asitler Hakkında Önemli Noktalar

Amino Asitler Hakkında Önemli Noktalar -

Amino asitler mikroorganizmalardan insanlara kadar tüm canlılar için gereklidir. Tüm canlı organizmalar aynı 20 amino asidi içerir. Amino asitler vücudumuzun ağırlık olarak yaklaşık %20'sini veya katı vücut kütlemizin yaklaşık %50'sini oluşturur; sudan sonra vücudumuzdaki en büyük bileşendir ve 70kg ağırlığındaki bir kişinin vücudu yaklaşık 14 kg amino asit içerir.

 

Amino asitler proteinlerin yapı taşlarıdır ve hepsi sadece 20 amino asitin farklı  konfigürasyonlarda bir araya gelmesiyle oluşan 100.000 farklı protein vardır.

Yirmi amino asitten dokuzu vücudumuzda sentezlenemez ve bu nedenle gıdalardan elde edilmelidir. Bunlar ‘esansiyel’, ‘temel’ yada ‘vazgeçilmez’ amino asitler olarak adlandırılır. Bu amino asitler histidin, izolösin, lösin, lisin, metiyonin, fenilalanin, treonin, triptofan ve valindir.

Kalan on bir amino asit vücuttaki diğer amino asitlerden sentezlenebilir ve bu nedenle ‘esansiyel olmayan’ veya ‘temel olmayan amino asitler’ olarak adlandırılır. Bunlar; alanin, arginin, asparajin, aspartik asit, sistein, glutamik asit, glutamin, glisin, prolin, serin ve tirozindir. Ancak, hem esansiyel hem de esansiyel olmayan amino asitler yaşamın sürdürülmesinde önemli bir rol oynar.

 

Bazı esansiyel olmayan amino asitler (örneğin arginin, sistein ve tirozin) ‘yarı esansiyel’ veya ‘şartlı esansiyel’ amino asitler olarak adlandırılır. Bunun nedeni belli koşular altında esansiyel hale gelmeleri, yani vücut tarafından yeterince sentezlenememeleridir. Örneğin bebeklikte, hasta veya yaralı olduğumuzda veya ameliyat sonrası toparlanma dönemlerinde  ihtiyaçlarındaki artışa bağlı olarak vücuttaki sentez yetersiz hale gelir ve besinlerle alınma ihtiyacı artar.

 

Amino asitler sadece proteinleri oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda vücudumuzdaki temel işlevlerinin çoğunu da düzenler. Kolajen, keratin ve hemoglobin gibi yaşamsal önemi olan proteinler; tiroksin, insülin ve adrenalin gibi hormonlar amino asitlerden sentez edilir.

 

Amino asitlerin bir diğer önemli işlevi de vücuda enerji sağlamaktır. Tipik olarak, ortalama bir diyetle beslenen sağlıklı bir vücut birincil yakıt kaynağı olarak karbonhidratları kullanır. Bununla birlikte, proteinler ve amino asitler, birincil kaynaklar tükendiğinde zorunlu olarak yakıt olarak kullanılabilir.

Belirli bir gıda için amino asit skoru, bir referans değere göre yüzde değeri (%) olarak o gıdada bulunan her bir temel amino asidin seviyesini gösterir. Örneğin tavuğun amino asit skoru 100'dür ve dokuz temel amino asidin her birini yeterli oranda içeren yüksek kaliteli bir protein olduğunu gösterir. Buna karşın, beyaz pirincin amino asit skoru 65'tir ve bu da bazı temel amino asitler bakımından eksik olduğunu gösterir.

 

Amino asit skoru 100'den az olan bir proteinde, en düşük miktarda bulunan esansiyel amino asit “sınırlayıcı amino asit” olarak adlandırılır. Bir proteinin besin değeri, sınırlayıcı amino asidin takviye edilmesiyle artırılabilir. Bu durumda farklı amino asit içerikleri olan besinlerin birlikte alınmasıyla eksik aminoasitler tamamlanabilir.

 

Gıdalarda bulunan temel amino asitlerin dengesi, su tutmak için kullanılan ahşap bir fıçı gibi düşünülebilir. Fıçının her bir çıtası belirli bir esansiyel amino asidi temsil eder. Yumurta gibi ideal amino asit dengesine sahip bir gıda için, fıçının tüm çıtaları aynı yüksekliktedir, düzgün bir şekilde hizalanır, böylece fıçı tepesine kadar doldurulabilir, bu da dokuz temel amino asidin tamamının kullanılabileceğini gösterir. Örneğin bezelyenin yapısındaki proteinlere bakıldığında, bazı çıtalar diğerlerinden daha kısadır, bu nedenle fıçı yalnızca en kısa çıta kadar doldurulabilir. Buna sınırlayıcı amino asit denir ve bezelye örneğinde bu aminoasit metiyonindir. Sınırlayıcı amino asidin varlığı, bir amino asitteki eksikliğin diğer amino asitlerin mevcut miktarlarını da nasıl sınırladığını temsil eder. Bu durumda ideal protein sentezi için diğer aminoasitlerin ne kadar fazla olduğunun önemi yoktur. Benzer şekilde, bir esansiyel amino asit bile eksikse, fıçı yeterince su tutmayacaktır, bu da diğer amino asitlerin artık optimum şekilde kullanılamadığını ve dolayısyla atılacaklarını gösterir.

 

 

Bezelye örneğinde, sınırlayıcı amino asit olan metiyonin takviyesi yapıldığında, metiyonin çıtası uzar ve fıçının daha fazla su tutmasını sağlar ve bu da diğer amino asitlerin de artık daha etkili bir şekilde kullanılabileceğini gösterir. Metiyonin, fındık, sığır eti, kuzu eti, peynir, hindi, balık, kabuklu deniz ürünleri, soya, yumurta, süt ürünleri ve fasulye gibi besinlerde yüksek miktarlarda bulunan temel bir amino asittir.

 

Benzer şekilde pirinç proteininde lizin oranı düşüktür. Günlük diyetimizde sıklıkla yer alan yüksek lizinli gıdalar arasında süt ürünleri, yumurta, et, balık ve soya fasulyesi bulunur. Bu nedenle pirinci miso ve tofu gibi soya fasulyesi ürünleriyle birlikte tüketmek, esansiyel amino asitlerin tamamını aldığımızdan emin olmak için faydalıdır. Özellikle bitkisel proteinlerde farklı aminoasitlerde eksiklikler görülebilir. Sağlıklı kalmak için, tüm temel amino asitleri kapsayan dengeli bir diyetle beslenmek çok önemlidir.

 

Özellikle tek tip beslenme alışkanlıkları olanlarda, vejeteryan ve vegan beslenenlerde, kalori kısıtlamalı diyet yapanlarda bu durum akılda tutulmalıdır. Proteinli besinler farklı amino asit içeriklerine göre desteklemek hem sağlık hem de performans açısından önemli katkı sağlayacaktır.

 

Sağlıklı ve huzurlu günler dilerim…

 

Prof. Dr. H. Ulaş Yavuz